27 Mart 2014 Perşembe

Siroz ve Gut Şikayetlerine Karşı Kür

Kereviz


Değerli okuyucu, hep düşünmüşümdür, neden kerevizde, kimyası birbirlerinden bu kadar farklı madde birarada toplanmıştır diye... Neden başka hiçbir sebzede bu kadar farklı madde yok? Tabiat ana kerevize neden bu kadar çok cömert davranmış? Hiçbir sebzede bu kadar çok değişik biyolojik aktivite gösteren etkin madde yoktur. 


Gerek kokusu nedeniyle, gerekse de damağa pek hitab etmeyen tadından dolayı, ender tüketilen bir sebzedir. Kerevizin kendine özgü kokusunu veren içerdiği phthaliden maddesinden kaynaklanmaktadır.

Kereviz, karaciğerin bilinen tüm sebzeler içerisinde birinci sırayı alan dostudur. Kerevizin bu özelliğinden dolayı yerini hiçbir sebze dolduramaz. Karaciğer, insan vücudundaki en önemli ve çok fonksiyonlu çalışan bir organdır. Kan dolaşımının, sindirimin, kan pıhtılaşmasının, hormon dolaşımının ve de pek çok biyokimyasal reaksiyonların oluşmasında (metabolizma) rol oynayan ve destek çıkan organımız karaciğerdir. Kısaca, karaciğer çok yönlü işlevleri olan bir organımız. Bu çok yönlü işlevlerinin olması nedeniyle de karaciğerin sağlıklı çalışması büyük önem kazanmaktadır. İşte, kerevizin karaciğer metabolizmasının sağlıklı çalışmasındaki etkinliği hiçbir sebzenin yerine getiremiyeceği bir özelliktir. Siroz hastaları için kereviz mükemmel bir destekleyicidir diyebilirim. 

Kerevizin siroz hastalığını önleyici özelliğinin olması nedeniyle, siroza dönüşebilme riski olan örneğin hepatit B ve hepatit C hastalarının ve de alkol kullanma alışkanlığı olanların haftada en az bir defa kereviz tüketmeleri siroza yakalanma veya dönüşme riskini büyük ölçüde engellemiş olacaklardır. Kerevizin tüketilmesi tabiki bir kür olarak düşünülmelidir. Kerevizin yağ, tuz, soğan ve bazı baharatlar ilave edilerek yapılan yemeğinden siroz hastalığına karşı önleyici ve iyileştirici özelliğinden faydalanmak mümkün değildir. 

Karaciğer metabolizması sağlıksız çalışanların veya karaciğer yorgunluğu olanların kerevizi mutfaklarından eksik etmemelerini öneririm.

Gut
Gut hastalığına yakalanmış olanların uygulayacakları kereviz kürü mükemmel bir yardımcıdır. Kürünü uygulamaya başladıktan birkaç gün sonra rahatlayabilmektedirler. Gut hastalığı, eski tarihlerden beri Avrupa ülkelerinde zengin hastalığı olarak bilinirdi. Bunun nedeni ise zenginlerin bol bol et tüketmelerinden kaynaklanmaktadır. Büyük İskender, Michelangelo ve Darwin gibi ünlüler gut rahatsızlığı çekmişlerdir. Birinci ve ikinci dünya savaşı sonrası pek ender görülmüştür. Bunun nedenide savaş sonrası yeterli miktarda etin bulunamamasıydı. Günümüzde sebepleri çok iyi bilinen bu hastalığın modern tıp tarafından tedavisi, verilen ilaçlar ile kolayca mümkündür. Ancak, tekrar etme riski olan bir hastalıktır. Gut şikâyeti olanların deniz ürünlerinden uzak durmaları gerekir. Özellikle karides, ahtapot ve kalamar. Kırmızı et tüketiminde de ölçülü olmaları gerekir. Haftada 2-3 defa öğünlerinizde tüketeceğiniz kereviz, gut hastalığınızı kontrol altına almanızda mükemmel bir destekleyici olacaktır. Kerevizi hazırlarken her türlü baharattan, salçadan uzak, az suda az haşlayıp çok az sıvı yağ ilave ederek hazırlamak gerekir. Kereviz kürünü uygularken içine başka sebze ilave etmeyiniz.

Uyarı:
Her hangi bir nedenle tek başına kereviz kürünü uzun müddet (on günden fazla) uygulamak durumunda iseniz, tansiyonunuzu (kan basıncı) zaman zaman ölçtürmeniz gerekir. Çünkü, kereviz kürü uzun müddet kullanıldığı zaman bazı hastalarda tansiyonu yükseltebilmektedir. Bu nedenle tek başına kereviz kürü uygulamak durumunda olanların tansiyonlarını sık sık kontrol ettirmeleri gerekir. Eğer, tansiyonda bir yükselme gözleniyor ise, kereviz kürünü uygulamaktan vazgeçmeleri gerekir. Özellikle, yüksek tansiyon hastalarının kereviz kürünü uygulamadan önce hekimlerine mutlaka danışmaları gerekir.

Kür: Siroz ve Gut hastalığında önleyici ve yardımcı 
Üç ay boyunca, haftada üç defa birer porsiyon kereviz tüketilecek. Bir porsiyon yaklaşık 300 - 350 gram varsayılmıştır. Kerevizin pişirme süresi de çok önemlidir. Altı - yedi dakika haşlanacaktır. İnce dilimlenmiş 300-350 gram kerevizi kaynamakta olan iki-üç bardak (300-350 ml) suda altı-yedi dakika ağzı kapalı olarak hafif ateşte haşlayınız. Haşlanmış kerevizin kendisi ve suyu öğle veya akşam yemeklerinden yarım saat önce aç karna tüketilir. Kerevizin kendisini yemekten hoşlanmayanlar için uygulama şekli ise; Yarım litre kaynamakta olan suya (yaklaşık iki su bardağı) ince dilimlenmiş 300-350 gram kereviz ilave edilir ve ağzı kapalı olarak hafif ateşte yedi dakika pişirilir. Sadece suyu gün boyu içilir. Daha çok öğle ve akşam yemeklerinden yarım saat önce içmeyi tercih ediniz. Kesinlikle ne tuz ne yağ ne de benzeri herhangi bir madde ilave etmeyiniz.



Not: Hekiminizin verdiği ilaçlar varsa mutlaka kullanınız. Buradaki uygulamayı bir destekleyici olarak kullanınız. Öncelikle bilmeniz gereken nokta, kullanacağınız bitkiye karşı alerjinizin olup olmadığıdır. Bu konuda hekiminizin görüşünü alınız. Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikâyetiniz ne olursa olsun, bu bilgilerle kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız. Buradaki bilgilerin kesinlikle bir hastalığı teşhis amacı yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder